PROJENİN AMACI:
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), erken çocukluk döneminde ortaya çıkan, kalıtsallık özelliği yüksek olan, günlük yaşam fonksiyonlarını ve beyni olumsuz etkileyen en yaygın nörodavranışsal rahatsızlıklardan birisidir.
DEHB’in görülme sıklığı; erkeklerde kadınlara göre 2,5-9 kat daha fazla olduğu belirtilmektedir. DEHB olan ve klinik olarak refere edilen çocukların %20-30 dikkat eksikliği, %15’ten daha az hiperaktivite ve %50-80 aralığı ise kombine tip (dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik) olmak üzere semptomlar gösterdiği vurgulanmaktadır. Yine, DEHB’in prevalansına bakıldığında; okul çağı çocuklarda %5.9-%7.1 oranında, erişkinlerde ise %4-5 oranında görülmektedir.
DEHB semptomları, çocukluk, ergenlik ya da erişkinlikte görülebilir. Ancak yaklaşık DEHB belirtilerinin %80’i, çocukluk döneminde ortaya çıkar. Çocukluk dönemi DEHB; sosyal fonksiyon bozukluğu ve akademik beceri eksiklikleri ile ilgilidir. Ergenlik dönemi DEHB’te ise; düşük benlik saygısı, zayıf akran ilişkisi, sigara ve madde kullanımı yüksek risk oluşturur. Özellikle okul dönemlerinde hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin DEHB ile baş etmede desteğe gereksinimlerinin olduğu bilinmektedir. Çoğu zaman öğretmenler ve ailelerin bu çocukların davranış problemleri karşısında kendilerini çaresiz hissetmeleri, DEHB konusundaki bilgi birikimine ihtiyacın ne kadar elzem olduğunun göstergesidir.
DEHB’in tedavisinde; multimodel tedavi yöntemleri geniş çaplı kullanılabilmektedir. Bu tedavi yöntemleri; psikolojik danışma, psikoterapi, farmakolojik ilaçlar ve koçluk sistemi şeklinde görülür. Eğitim alanında ayrıca, DEHB Olan Bireylere Davranışçı Yaklaşımı; spor alanında Brain Break Uygulamaları, İmpuls Kontrol Aktiviteleri, Brain Gym vb. uygulamalar; sanat alanında müzikle ve resimle terapi vb. çalışmalar yapılabilmektedir. Ancak yükseköğretimde özellikle öğretmen yetiştiren bölümlerde yer alan eğitimin içeriğinde DEHB olan çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiği, eğitimlerinde nasıl bir yol izlenmesi gerektiği, iletişimin nasıl kurulursa daha sağlıklı olabileceği gibi konularda bilgi eksikliği olduğu görülmektedir. Bu nedenle öğretim üyelerinin bu konudaki yetkinliklerinin arttırılmasının önemli olabileceği düşünülmektedir. Özellikle DEHB olan çocukların bu alanda eğitilebilmesi, yönlendirilebilmesi ve ebeveynlere yol gösterici olabilecek potansiyel üniversite öğretim elemanlarının özel bir eğitim alması elzemdir. Türkiye genelinde spor, eğitim ve sanat alanlarında yetişecek öğretim elemanlarının yetiştireceği öğrenciler öğretmen olarak atandıkları okullarda DEHB sorunu yaşayan çocukların toplumla entegrasyonlarının sağlanmasına katkıda bulunarak rehber olabilecekleri düşünülmektedir.
Bu proje ile DEHB olan çocuklara eğitim verme potansiyeli olan öğretmen, antrenör ve eğitmen yetiştiren spor, sanat (resim, müzik vb.), eğitim bilimi (okul öncesi, çocuk gelişimi, sınıf öğretmenliği, özel eğitim vb.) alanlarında yüksek lisans ve doktora yapan öğrenciler ile bu alanlarda öğrenci yetiştiren öğretim elemanlarına çok disiplinli öğretim programı ile DEHB olan çocuklar hakkında eğitim (teorik ve uygulama) ile destek sağlamak amaçlanmaktadır. Özellikle yükseköğretimde verilebilecek bu eğitimle, öğretmenlik, antrenörlük vb. yapacak öğrencilerin daha iyi yetişmelerine, eğitmenlik yapacakları okullardaki DEHB olan çocuk, akran ve ebeveynlerine rehberlik yapabilecek düzeye gelebilmeleri hedeflenmektedir. Böylece, DEHB olan çocukların topluma entegrasyonunun daha iyi olabileceği düşünülmektedir.